23 Nisan 2010 Cuma

İNSAN OLMAK

İnsan olmak ne kadar garip.
Dün yatakta yatarken kadın olmanın, doğurmanın bana ne kadar tanrısal bir güç verdiğini düşünürken birden doğada bunu yapabilen tek kişinin insan olmadığını hatırladım.
Bütün hayvanların veya bitkilerin yapabildiği bir şey.
Üremek.
Tohum ile toprak cansız gibi durur.
Tohumu toprağa atarsın, gözlere ziyafet mucizeler fışkırabilir bir anda.
Denizatlarının erkeklerinin doğurduğunu okumuştum bir yerlerde.
O halde yeni bir yaşam gücü yaratabilme kabiliyeti sadece insanda değilken, kendini yaratabilenle eş değerde görebilme kibiri nereden geliyor?
'Tanrı insanı kendi suretinden yarattı!!'
Sanırım bizim diğer canlılardan ayrıldığımız an düşünmemiz değil, düşündüğümüzü fark ettiğimiz an.
Sonra bu düşündüklerimizi bir şekilde seslendirebildik.
Düşündüklerimiz ile ellerimize emir vermeyi başarabildik.
Düşündüklerimizi gerçekleştirmeyi başarabildik.
Toprağı kendimize göre yönettik,hayvanları isteğimiz doğrultusunda eğittik.
Başa çıkamadıklarımızdan, yırtıcılırdan korunmayı öğrendik.
Demiri,çeliği,metali aldık.
Acayip acayip şeyler yaptık.
İletişimi globalleştirebildik.
Bütün bunları yapabilmek ister istemez insana bir kibir bir bir ego getirir.
Bunları insan değil, filler yapsaydı onların kibiri olurdu.
Düşünüyorum varım değil bence, düşünüyorum ve kibirliyim.
Ve bir şey daha.
Asla yetmiyor.
Hep daha fazlasını istiyorum.
Rahatım için.
Her geçen gün daha fazla şımarıklaşıyorum.

18 Nisan 2010 Pazar

Güle güle arkadaşım

Arforda 3 sene boyunca her sabah güne beraber başladığım dostum Derya;
Patronlara, müdürlere gıcık olduklarımıza karşı gruplaşıp ,yer yer dedikodu yaptığımız , yer yer yerin dibine sokup çıkardığımız arkadaşım Derya;
Zaman zaman can yoldaşlığı yapıp üzüntülerimizi ,sevinçlerimizi, sırlarımızı hatta bazi kirli camasirlarimizi paylaştığımız arkadaşım Derya;
Aptalca bir sebepten çocuk gibi küsüp aylarca konuşmayıp seneler sonra ancak bir kere eski günler hatırına buluşup konuşup güldüğüm arkadaşım Derya;
2 sene evvel hasta olduğunu duyduğumda geçmiş olsun diye ancak bir kere arayabilmeme rağmen bana "niye daha evvel aramadın " yerine "Kesinlikle smear testi yaptır sakın bu konuyu ihmal etme" diyebilecek kadar olgun arkadaşım;
2 sene boyunca bu kanser denen illete karşı vucudunun kaybettiği savaşta büyük bir cesaretle her saniyesinde her nefesinde inancınla savaşan arkadaşım;
Ruhun neredeyse hepimizin eninde sonunda öğreneceği cevabı benim için vaktinden evvel öğrendin.
Avuntu cümlelerimiz hazır ama bunu ancak biz de yaşayınca öğrenebiliriz öyle değil mi?
Şirkette ofisin taa öbür ucunda duyduğum koca HA HA sesli kahkahaların hep aklımda kalacak
Güle güle arkadaşım

13 Nisan 2010 Salı

aşk,sex,ilişkiler,güzellik ve MAGAZİN DERGİLERİ

Bugün doktorun bekleme salonunda masanın üzerine saçılmış kadın dergilerinin kapaklarına bakarken başlıklarına ilk defa farklı duygularla baktım.
ONU ELDE ETMENİN YOLLARI
ERKEĞİNİZİ YATAKTA ÇILDIRTIN
AŞKI 5 ADIMDA YAKALAMAK
YAZA POPOLARINIZ SIKILAŞSIN,MEMELERİNİZ KALKSIN
İÇİNİZDEKİ VAHŞİ ATEŞLİ KADINI KEŞFEDİN....
vs vs vs.
Açtım yazılara baktım, sonra şu soruları sormaya başladım.
Bir ;bu yazıları kim yazıyor , ve yazarken ne düşünüyor , gerçekten kadınların onun eşşiz sex ve ilişki bilgilerinden yararlanarak bir şeyler kazanacağını mı düşünüyor ?
Yoksa bizimle dalga mı geçiyor?
İki ; ben bu dergilere zamanında para saçtım mı?
Ne yazık ki evet
Kendimi daha şişman ve çirkin ve paspal hissetmemi sağladılar mı?
O da evet.
Bugüne kadar bir tane aklı başında bir tavsiyeye rastladım mı ilişki üzerine.
Rastladıysam bile bilemem çünkü sevişirken hiç de aklıma' bir saniye aşkım cosmopolitan dedi ki donumun içine mentollu şeker saklarsam senin aklını başından alırmışım ' demek gelmediği için verdiği tavsiyeler beni ne yönden geliştirdi bilemiyecem.
Kusursuz sex,aşk ilişki,kariyer,görüntü veee tabi ki kusursuz bir dolap.
Bir hesap yapalım, her ay bu dergilerde gördüğümüz şeyleri mükemmel kadın olmak için alsaydık.( ki aldık da, alıyoruz da )
17 sinden beri okuyorum, 30 oldum ( itiraf ediyorum son bir kaç senedir bunlara para harcamamaya karar verdim ama vermeseydim üzerine devam edelim bir senaryoya)
13 sene
156 ay
oraya koydukları ürün parça başına 200 den aşağı diil. Bunun kozmetiği, çantası,bluzu,elbisesi,aksesuarı, her ay ayakkabı alacak halimiz yok tabi ama bayanlar bilir rahat rahat 500 lira gider ayda. Ekonomi yapılmış halidir bu rakamın.
o da bugünün parası ile 78000 tl.
13 senede.
Neredeyse beylikdüzünde bir ev parası.
Her zaman derim ekonomi kadınlar sayesinde kalkınıyor.
Loreal marka rimelimizle gökyüzüne kadar uzaran kirpiklerimiz, nine west çantamız,steve madden ayakkabimiz,givenchy kırmızı ojelerimiz ile yatak odasında saten çarşafların üzerinde bizim için deliren erkeğimiz, ömür boyu tükettiğimiz meralar dolusu otlardan bizi asla üzmeyecek bir baskülümüz ve en önemlisi kalkık popomuz ile mükemmel bir hayatımız olacak.
Biz kadınlar akıllı diilmiyiz, niye işin içine güzellik ve mükemmel ilişki kelimeleri girince bir anda aklımızı kaybediyoruz
Erkeklerin beyni kafalarında diil bacak aralarında diye dalga geçiyoruz ama kusura bakmayalım biz de programlanmış salyaları akan robotlar gibiyiz.
Pavlovun köpeği de şartlanma yoluyla salgı salıyordu.
Biz de öyle şartlanmışız işte.
Bir keresinde yemekten sonra aman rujum gitti diye rujumu tazelerken karşımdaki çocuğa şu soruyu sordum.
Fark ediyor mu bu ruj senin için
Cevabı yazmama gerek yok heralde
Tabi ki kendimizi iyi hissetmek için yapılmasi gereken bazı şeyler var ama bu bir servet harcayarak kredi kartlarına abanmak veya aynaya her baktığında daha ne yapmalıyım diyerek bir eksik aramak olmamalı.
O yüzden piyasadaki çoğu kadın dergisinin bana bir şeyleri eksik yapıyormuşum muamelesi yaptığı için markette hak ettiği yer geri dönüşüm kutusudur.
Hay allah ağaç da kesiliyordu di mi bu dergiler için....

5 Nisan 2010 Pazartesi

SEVGİLİ;

Sevgili yaratan,tanrı,enerji,iç sesim,RA veya her ne isen
Şu an duyduğum kızgınlığı ve kini kafamdan atmama yardım et.
Alacağım kararlarda etkili olmasına izin verme
Sözcüklerime yansımasına da izin verme.
Kendime verdiğim sözleri tutmama,en azından hatırlamama yardım et.
Kafamda yaşadığım bu tartışmanın daha fazla sürmesine izin verme
Ziya muhatap olması gereken kişi bile ilgilenmezken söyleyeceklerimle kendi kendime kavga etmenin bir anlamı yok.
O yüzden bu yük kalksın ve yüklediğim anlamlar bitsin.
Bunu ciddi olarak yürekten söylüyorum......

1 Nisan 2010 Perşembe

ERKEK,ERKEK,ERKEK,ERKEK

Hayvanlar aleminde çoğunlukla süslü olan erkektir.
Niye?
Dişi beğensin ve onunlan çifteşsin diye.
Kimi zaman yeteneklerini sergiler,daldan dala zıplar veya şarkılar söyler,kimi zaman da güç gösterileri yapıp kazanan dişiyi hakkeder.
Niye
Kadının onu yatağına alacak kadar değerli olduğunu kanıtlamak için.
İnsanlar alemine bakalım.
Kadınlar boya sürüyor,kıllarını yoluyor,dünya paralar harcıyor,aç kalıyor, güç gösterisi beden gücüyle olmasa bile kendini en güzel hissettiği anlarda bile bir ortama girdi mi ilk baktığı şey 'benden güzeli var mı ?' oluyor.
Niye değişti bu denge.
Çünkü SEX özgürleşti.
Erkek de dedi ki tamam madem artık kızlar bu konuda daha özgür biz de hepsinden bal alırız.
Dışarıdaki biz boyalı bebeklerin çoğunluğu onlar için geceyi güzel finalleyecek potansiyel sex objeleri olduk.
Nereden mi biliyorum, arkadaşlarımın çoğunluğu erkek ve muhabetlerini biliyorum.
Bir tanesi bile o dışarı çıktığımızda gördüğü süslü püslü bebekler için, şu kızı bir kahve içmeye davet edim de daha yakından tanıyayım demiyor.
Çünkü aradan kahveyi çıkararak sonuca ulaşmanın yollarını öğrendiler.
Bayanlar sex artık bu beyleri tavlamak için bir araç değil çünkü o akşam senden sekerse onu alacak başka kızlar var!Sexy gözükmek bir fayda değil, hele güzel olmak avantaj hiç değil.
Hızlı tüketimin bir parçası yapıyor bu bizi.
Şimdi bir kaç zeki atlayacak, kadın da erkeği kullanır.
Evet ama kadın erkeği kullansa bile en azından duygusal ihtiyaçları için de kullanır.
Karşısındakini et parçası gibi görmez.
Şimdi bu yazı kızgın fırlatılıp atılmış bir kızın intikam yazısı gibi gelecek ama değil.
Çünkü erkeği suçlamak çok kolay.
Ama bir düşünelim önce...
Doğal kaynakların tüketilmesi gibi özgürce sex yapabilme hakkımızın da bu şekilde tüketilmesine biz göz yumduk.
Geçen gün düşünüyordum son zamanlarda kimse artık bir ilişki yaşayamıyor,kimse karşı cinse tanımak için bir şans vermiyor diye.
Şansa bir kız arkadaşım bir çocukla çıkmaya başladı.
Ama endişeli haliyle.
O kadar hırpalanmış ki korkuyor niyeti ne bu çocuğun diye. Sürecek mi diye.
Dedim en azından iyi yaklaşmış bu anın keyfini çıkar , en büyük günahı işleme.
BİZ NEREYE GİDİYORUZ sorusu gibi!!!!!
Abi çiçek gibi kızlarız onlar bizi ellerinden kaçırmasın, yalnız kalmayacaz diye olup olmadık adamlar bana yeterince uygun mu sorusunu sormadan o adamla gelecek hayallerine başlıyoruz.
İşimiz gücümüz olan kadınlarız ama gene de iş saatlerinde, yıkanırken, arkadaşlarımız ile muhabet sırasında bile, adamı düşünüyoruz.
Bu adamla yürümedi mi?
Hemen bir önceki erkek arkadaşımızı veya yeni tanıştığımız adamı düşünüyoruz.
Maşallah düşünülecek erkek hiç eksik olmaz beynimizden.
Bir sır verim mi.
Erkek arkadaşınız veya geçen geceyi geçirdiğiniz o yakışıklı bey şu an ya bir meslektaşıyla kahve içip geyik yapıyor, veya deliler gibi konsantre olmuş işini yapıyor.
Sizi düşündüğü falan yok.
Düşünseydi ARADI.
Aramıyor di mi ?
Çünkü düşünmüyor.
Akşama iş çıkış saatini bekleyin.
Belki o zaman arar?
Şimdi bakalım, adamlara onları kaybetmekten korkuğumuzu gösteriyoruz, savaş boyalarımız eksik olmuyor, ve hızlı tüketim malına dönüştük,gece gündüz manyaklar gibi de onları düşünüyoruz ve bunu da belli ediyoruz.
Hmmmmmmmmmmmmmm!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!