17 Mayıs 2010 Pazartesi

KAMP YAPIN

Para insanın icat ettiği bir alışveriş sistemi.
Nasıl oldu bu sistem;
Tarihe baktığımız zaman önce insan ihtiyaçlarını birbiri ile takas yaparak karşılıyordu.
1 tavuk için 2 kilo arpa mesela..
Daha sonra Lidyalılar parayı bulmuş!
Günümüze kadar gelişinde bu sahip olunan parayı daha da arttırmak için ;parayı para ile satmak veya almak bankalardan çekici düşük faizli taksitli kredi almak , ihtiyaçları minimumda yaşayabilmek varken her geçen gün daha fazla şeye sahip olmaya çalışmak çıktı başımıza.
Insan icadi olan bir şey yüzünden borç harç içinde yaşayıp hayatımızın en az 3 te birlik bir bölümünü anamız ağlayana kadar çalışıbiliyoruz.
Bu 80 senelik ömürde 26.6 sene eder ki buna, para kazanmak uğruna kaybettiğimiz sağlımızı geri kazanmaya çalıştığımız zaman dilimi dahil değil.
Yani para kazanmak uğruna sağlığımızı tehlikeye sokup sonra o kazandığımız paraları sağlık giderlerine harcıyoruz.(günümüzde bunlar pek de cüzzi rakamlar değil)
Bunları yazdık da noldu
Bu sistemi değiştirebilir miyiz?
Hayır
O zaman ne yapmak lazım?
Kendi minimumlarımızı belirlemek lazım.
Bunu anlamanın en iyi yolu da bence kamp yapmak
Ben bir kaç kez kamp yaptım.
Ve insan o sırada anlıyor ki şampuan,güzel kıyafetler,barlar,alışveriş merkezleri hatta sifon olmadan bile yaşayabiliyor.
Sadece yaşamayı bırak keyif de alabiliyor.
En güzeli de şu
Kendini dinleyebileceğin bir zaman dilimi ve şaşırtıcı bir şekilde sıkıcı da değil
Bir sürü para harcadığımız kıyafetlerimizi takıp takıştırıp, piyasa bir bara gidip içkiye dünya kadar para harcayıp, sağından solundan piyasa yapmak için turlanan ve seni itiştirip bir pardon bile demeyen kalabalığın içine tekrar girdiğin zaman artık neyin gerçekten zevk verdiğini neyin ise sürü psikolojisi ile yapıldığını ayırt edebiliyorsun
Ben çok eğleniyorum kimin bana baktığını umursamadan çılgınlar gibi dans ediyorum muzik ile kendimden geçiyorum demiyorsan eğer şu teşhisi koyarsak yanlış olmaz,
Sürü psikolojisi ile yanındakinden eksik kalmamak için para harcama sendromu.
O yüzden başlıkta dediğim gibi
Kamp yap
Doğada
Yıldızların altında uyu
Rahat giyin
Ciğerlerine oksijen girsin
Ara ara sürüden kaç
Kır zincirlerini
Bir kaç gün dijitürkün laptopun olmadan da yaşayabilirsin
Sonuç olarak bu icat ettiğimiz para ile aldığımız icat ettiğimiz malların kölesi değiliz öyle değil mi?
Ben iki hafta sonra kaçıyorum mesela
İşten ayrılma sebebi ile fırsat bu fırsat dedim
Etrafımda aman iş bul hemen ne olacağı belli olmaz parasız kalma diye beni korkutan insanlara rağmen hem de
En az 1 ay minimum yaşamayı planlıyorum bakalım benim kölesi olduğum özliyeceğim neler çıkacak
Kendimi tanımak için en iyi fırsat bu fırsat.
Çok ama çok heyecanlıyım

10 Mayıs 2010 Pazartesi

SEVGİ

İnsan olmanın en kötü yönlerini düşünmeye kendimi o kadar çok adamışım ki iyi olanları gözden kaçırmışım.
Geçen gün yatarken uykuya dalmadan hemen evvel aklıma şu soru geldi.
Bu kadar zararlı yaratıklarız madem bu dünyada niye varız ki
Bir sebebi olmalı
İyi yapabildiğimiz şeyler de olmalı
Bizim düşünme konuşma ve elleri ile üretebilme dışında daha güçlü olduğumuz bir yönümüz olmalı.
Buldum sonunda
Bulmam ne çok uzun sürdü ne de dan diye kafamda yandı yanıt
Tek kelime
Sevgi
Çok basit gözüküyor di mi yanıt
Materyallere sahip olmanın verdiği koşuşturmaca da insanın kullanmayı unutup her geçen gün biraz daha derine attığı ve üzerini bir sürü şeylerle kapattığı gücü
Ama bir düşünün
Ben cidden vakit harcayıp düşündüm.
Bu dünyada herkes bir birini sevse nasıl bir yer olurdu
Düşünsenize bir dişçiye giriyorsunuz , o odada tanımadığınız herkesi seviyorsunuz , veya sokakta yüzüne bile bakmadığınız kalabalığı seviyorsunuz.
Biliyorsunuz ki onlarda sizi seviyor
Hayal etmeye çalışırken aklıma gelen görüntüler genelde seyrettiğim muzikal filmlerin sahnesinden fırladı
Herkes 32 diş yapmacık birbirine sırıtıyor
Sonra dedim bugune kadar gördüklerinle değil kalbinden hayal kur
Bir egzersiz yaptım
Sevgiyi herhangi bir kişiye yöneltmeden hissettiğim zamanları hatırlamak için.
Bir güneşin batışını seyrederken , veya yıldızlara bakarken , veya ıslak çimen kokusunu , hafıf meltemli bahar havasını , parkta oynayan çocukların görüntüsünü.
Sonra o görüntüleri silerek durduk yerde o sevgiyi yaşatmayı denedim.
Kolay bir egzersiz değil insan aklı hemen başka yerlere gidiyor.
Arkadaşımda kalıyordum , içeride maç seyrettikleri için şekerleme yapmaya gitmiştim.
Rica ettiler benden ben de mutfağa gidip kavun kestim.
Bu kez dedim kavunu sevicem.
Kokladım , rengine baktım.
Sevgi ile çekirdeklerini ayırıp , sevgi ile dilimledim.
Ne oldu biliyormusunuz.
Dilimler daha güzel oldu , baştan savma hızlı hızlı yapmadım.
Arkadaşlarımın önüne koyduğumda aman ben zahmet ettim bana minnettar olsunlar takdir etsinler diye bir karşılık beklentisi de gelmedi.
Yenildi bitti kavun.
Karşılıksız hiç bir ödülü olmayan sevgi için ne kadar harcadım 5 dakika.
Kim kazançlı çıktı
Ben.
Çünkü sevgiyle yapmak sadece yapmaktan daha kolaymış.
O yüzden bunu her gün yapmaya karar verdim.
Diyeceksiniz ki manyakmısın sevginin egzersizi mi olur.
Olur
İşine her gün küfür ede ede giden insan olmak yerine , işine karşı sevgi besliyen bir insan olursan daha kolay olur.
Cinselliği sevgi ile yaşarsan adı sevişmek olur
Yemeği sevgi ile yaparsan lezzeti olur.
Uyandığın zaman içinden sevgi ile yatağından kalkarsan pazartesi sendromları bile kalmaz.
Sevgiyi asıl kullanmamak aptallık
Supermen olup uçmamak gibi bir şey bu
Denense ne kaybedilir ki..