28 Kasım 2010 Pazar

Life is hard or not????

Gecen gun oturmus kimlerle uzun zamandir konusmadigimi dusunuyordum.
Annem,babam,kardesim oncelikliler.
Sonra Tr deki ailem,sonra burada beni takip eden akrabalarim,sonra arkadaslarim,sonra ara ara mesaj atip nasil oldugumu soran supriz isimler.
Takip etmek birilerini veya takip edilmek cok zor.
Hep birilerini araman gerekiyor,birini aradin mi hay allah su kisiyi aramaliyim hissi.
Keske haftada 1 gun butun sevdiklerim bir eve toplansalar,ben de bir aramayla su isi halletsem ve geri kalan zamanimda sucluluk ve vicdan olaylari ile ugrasmasam.
Onun disinda cuma gunu saat 07:00 - 16:00 mesaimi yaptim ilk resmi is gunum olarak.
Ama ne gundu.
Canim cikti ve kendimi hic ise yarar hissetmedim.
Bir sn oturmadigim ve bir seyler atistirmak molasi vermedigim halde.
Sabahki rutin salatalik,domates ve sogan kesim islerimden sonra cafenin yogun trafiginde yaptigim tek sey bulasik ve etraf toplamakti.
Bir ara bir siparis duydum.
Limonataaaa.
Baktim veren yok , kostum bardagi kaptigim gibi doldurup verdim.
Onun disinda insanlarin kendi arlarinda konusmalarini anlamadigim gibi bana bir seyler soran musterilere aptal aptal bakip sefi cagirmak zorunda kaldim.
Tam 9 saat boyunca iki kelime konusmadan,istemedigim seyleri yaparak,kendi kendime motivasyon etmeye calisarak gecti.
Sonuc peki, sonuc yok.
Bebek adimlari.
Sabretmek gerekiyor.
Ve bu sabir daha evvelki sabrettigim seylerle alakasi yok.
Dili ogrenene kadar,elimle bicagi tutup bir seyler hazirlamayi ogrenene kadar,kendi yerime yerlesene kadar sabretmeyi ogrenmem gerekiyor.
Ve bu surec 3-5 gun degil , aylardan bahsediyoruz.
Sabretmek zorunda olan herkese kolay gelsin.
Bana da.