20 Eylül 2010 Pazartesi

biolojik saat tik tak tik tak

Çok uzun zamandır biolojik saatimi anneliği düşünüyorum.
Bugüne kadar ne kadar iyi bir anne olacağımı bebekleri ne kadar sevdiğimi,çocuğum olunca onun neler yapmasını istediğimi düşünüyordum.
Yok duvarını beyaz yapacam da boyasın da,müzik kursu,dans vs vs vs...
Bir de paniğim de var tabi ki.
Yaş 30 oldu ya hiç çocuğum olmazsa ya o planladığım güzel şeyleri ona yaptıramazsam diye.
İşte geçen gün dank eden şeyi söylüyorum.
İyi ki bir çocuğum olmamış.
Kendi ailemde sikayet ettiğim ne varsa onu yapacaktım.
Kendi yapmak istediyip de yapamadığım daha doğrusu yapmak için gerekli adımı bile atmadığım şeyleri başka bir insana çocuğum da olsa yapması için empoze edecektim.
Yapmadığını görünce %99 hayal kırıklığına uğrayacaktım.
Hayallerim gerçekleşmiyor diye.
Yahu dedim , kadın.
Çocuğun bunu şunu yapsın diye düşüneceğine kendin yapsana.
İlk hedefim kendi mekanıma geçer geçmez beyaz bir duvar yapmak olucak mesela.
Ben boyayacam.
Kendi hayallerimi kendime saklayıp kendim uygulamaya karar verdim.
Büyük bir buluş bu soyliyeyim.
Yahu başkasına hayalini empoze edeceğine kendin yapsana.
Çocuğu doktor olsun diye kıçını yırtanlar var.
Kolaysa sen ol.
Sen oldun mu ki , ondan bekliyorsun.
Bir film seyrediyordum.
Adam 50 yaşına gelmiş diyor ki ben hayatı daha iyi yaşamayı isterdim ama sorunlar sıkıntılar bitmedi.
Oğlu da diyordu ki doğru ama arada keyif alacağın şeyler yapabilirsin.
O zaman yaşamanın keyfi çıkar.
Kendin yaşamın keyfini çıkarmazsan yapmak istediğin çocuğunu nasıl mutlu edebileceğini düşünebilirsin ki.
Canın her istediğinde mıncıklayıp öperek mi?
Ben böyle düşünüyorum.
Calışsın bakalım biolojik zamanım tik tak.
Aynı zamanda başka saatim de çalışıyor tik tak.
Hayatımın saati.
Madem zamana yarışamam işbirliği yaparım.
Kendime armağan ediyorum bu süreyi.
Elime geçmeyen fırsatlara üzülmektense yaratabildiğim fırsatları değerlendirmek istiyorum.