23 Temmuz 2011 Cumartesi

Terör Saldırılarını Kınıyorum ve İstemiyorum.

Bugün Tel Avivde hükümeti karşı slogan atan bir grupla ilerledim.
Benimlen beraber yürüyen insanlar,arkadaşlarım,mahalleliler,apartmandakiler,anneler babalar çocuklar bebekler yaşlılar emekliler sakatlar.
Hepsi
Şenlik havasında yürüyüp bağırdık.
Yaşadığımı hissettim.
Sonra eve dönerken herkesten bir Amy Winehouse haberleri duydum.
Ben de hemen internetten onunlan ilgili haberlere bakıp Twitter'a yorum bıraktım.
Çok dünyadaki büyük olayları takip edermişim gibi.
Şimdi neden kendime kızdığımı anlatim.
Bir arkadaşım adı Samuel facebookda şöyle bir yorum yazmış ki ben de bunu özetle burada Türkçe'ye çeviriyorum; Herkesten Amy Winehouse haberi aldım ama kimseden Norveç'teki saldırıda 92 kişinin hayatını kaybettiği haberini duymadım....
Bunun üzerine internete girdiğimde bu haber tabi ki FLASH NEWS olmaktan çıkmıştı.
İlk haber Amy Winehouse haberiydi.İkinci sayfadaydı terör saldırısı haberi.
Yarına kadar belki 5-6 ya düşer. Hatta ilk 10 dan çıkar , belli olmaz olacak daha önemli olayların.
Bizim de gündemimiz değişir.
Daha da yanlışı internet gibi bilgi akımı dağılışını bu kadar çabuk ve düzgün yapabilen bir ağa sahipken bunu düzgün kullanabilmayı bilemeyişimiz. Büyük çoğunluk olarak da bunu yapmaktayız.Bunu hem kendi hem de arkadaş listelerinizdeki insanların profillerinin gönderilerinizde görebilirsiniz.
Gündemimizde yok.
Böyle bir saldırıda hayatını kaybeden bugün hükümeti lay lay lom diye protesto eden ben de olabilirdim.
Yarın Vapur iskelesinde bekleyen sen de.
Kızgınlık duydum bu yüzden.
Ama sadece kızmakla olmaz yürümez bu iş.
Kabul etmemekle , sesini yükseltmekle olmalı.
Ben de bunu söylemek istiyorum artık.
İstemiyorum terörü, kınıyorum, insanların bir hiç uğruna ölmesini istemiyorum.
Dünyanın hiç bir ülkesinde hiç bir şekilde
Hiç bir zaman.

8 Temmuz 2011 Cuma

Akdeniz rahatlığı :)

Size akdeniz kadınını anlatıcam. Daha doğrusu kalçalarla ilgili bir gerçeği.
Böylelikle ünlü akdeniz kadının kalçası ile ilgili gerçekler ortaya çıkmış olacak.. :)
Şimdi bu ülkelerde havalar çok sıcak.
Kotmuş, pantalonmuş,hele hele skinny jeansmiş kesinlikle giymeye çekilmez.
Naparsın o zaman, etekler,şortlar ve elbiseler.
Kalçalar da bu uzun süre serbest kalmanın verdiği rahatlıkla daha da yayılıyor.
Hani biz de rahat bir yatakta veya koltukya yayılırız ya.
O hesap.
Bugün pantalonlarımdan birini giymeye karar verdim, dar kesim, daha yarı yolda kalçalar sallanmaya başladı.
Yok yok istemiyorum ben bunu giymek , nefes alamıyorum, rahat bırak beni diye.
Düşünüyoum da senelerce ne işkenceler çekmişim daracık seylere sokacam bunları diye.
Hareket ederken kısıtlanırsın,kahkaha atarsan pantalonu patlatırsın,çişini pantalonu indirene kadar daha fazla tutmak zorundasın...
Ne olmuş yani kalçaların eski pantalonlarımı giymeye itiraz ediyorsa.
Kilo derdim de yok.
Ayrıca tartı dediğin şey de sadece yer çekiminden kanunundan sonra çıkan bir şey olduğundan almak gibi bir zahmete girmiyorum.
Aya çıksam tartı farklı konuşur, suya girsem farklı.
Yer çekimi kanunu ile fizikçiler ilgilensinler o yüzden.
Bacaklarım daha uzun gözüksün diye topuklu ayakkabılarımı da giymiyorum artık.
Sene de bir kere bir şey çıkarsa artık köşede tozlanmasını engelliyebilirim.
Onun dışında ayaklarımı da rahat bıraktım.
Zaten bütün herşeyi onlar taşıyor, niye bir de rahatsız şekli ne olduğu belli olmayan biçimlere sokayım.
Geriye ne kalıyor benim için önemli olan.
Eteklerimi giyerek sokaklarda kalçalarıma nefes aldıra aldıra yürümek.
Giderseniz sıcak bir akdeniz ülkesine eğer ne demek istediğimi anlıyacaksınız.
Rahat kalçalar ülkeleri diye de gruplandırabiliriz.

1 Temmuz 2011 Cuma

ödevlerim...

Hayattan ders aliyoruz, peki ders sonrası ödevlerimiz de oluyor mu?
Oluyor.
Kim kontrol ediyor bu ödevleri.
Hoca
Hoca kim
Sen,ben,o
Biz,siz,onlar...
O zaman öğrenci kim?
Gene sen,ben,o
Biz,siz,onlar.
Gramer de birinci şahısla başlanır ; ama ben bir şeyi farkettim.
Kendi kendime konuşurken ben demiyorum.
Asla
Sen diyorum.
Sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum.
Ne oldu?Bugün önemli bir ders yaşadığını ve ödevin olduğunu mu düşünorsun?
Çünkü bügun daha eğlenceli diye seçtiğim meslek dalında bir yerlere gelmek,için tırmalamam gerektiğini, tamamen bilgiye ve sorumluluk yapmaya, asla hiç bir işten gocunmamaya ve bu hayatta asıl yapmak istediğim şeyin talimat vermeyi öğrenmeye çalışmak değil de doğrusunu bilip yanındaki kişiye neden böyle olması gerektiğini açıklamak olduğunu kavradım.
Nasıl mı?
Şöyle.
Benimle aynı tarihte aynı bilgi derecesi ile işe başlayan bir arkadaşım var.
Ondan hiç hoşlanmıyorum.
Ama her gün saaterce vakit geçirdiğim, yeri geldi mi ağır koşullarda takım arkadaşı olarak çalıştığım biri olduğu için sevmeye çalışıyorum.
Kendimi sorguluyorum.
Onu kendinden daha iyi olup kıskanıyorsun musun?
Hayır en az onun kadar iyiyim.
Onun kadar iyi yapamadığım şeyler de var.
Onun benim kadar iyi yapamadığı şeyler var.
Aynı düzeyde olduğumuz şeyler var.
Peki niye gıcıksın?
Çünkü bana sürekli talimat verip, söylediğim şeylere itiraz edip, yaptığı işi elinden bırakmak pahasına da olsa,elimden bir şeyeri çekip kendisi yapıyor.
Bir de zevkli işler var.
Hamur açmak gibi.
Elimde tutup minik minik başlayıp giderek hareketlerimi büyüterek çevirdiğim hamur topunu , pizza boyutuna getirip,soslamak,süslemek,ateşe atmak,ateşte kaşerin malzemelerle karışarak erimesini izlemek ve kenarlarına o rengi vermek.
Hele aynı hamuru pizza değil de tatlı yapmak için yaptığım şey var ya.
İçim eriyor.
Pudra şekerini hamura boca edip, onu ateşin altına tutup, beyaz toz tanecilklerin kahverengine dönüserek birbirine karısması,akması beni tahrik ediyor.
Maydanozu ince ince dograrken veya domatesi minik küpler halinde keserken çok iyi bilenmiş bir bıçakla keyif yapmak, ikiye bölünüp birince yarımla yaptığım işi seyretmek, ikinci yarımla kendimi dışarıdan da seyredip resmin tamamını görme isteğini doğuruyor.
Kızım sen kafayı yemişşin. :)
Nereden geldim bu konuya.
Hah ödevlerim.

1. Gıcık olduğun hıyarın karşsında dik durmayı öğren. Her laf işittiğinde bilgilerini kontrol ederek cevap ver. Sinir yapmadan.
2.Bu kontrol ediceğin bilgilerin sürekli artmasına dikkat et.
3. Ayrıca klasörlemesini,dosyalamasını, ve alakalı konu başlıkları atında depolamasını da yapmayı unutma.