29 Haziran 2009 Pazartesi

Kim Oldum!

Ne yerim oldu , ne yurdum !
Sürüklendim kurak topraklarda ,
Yaşamak için körpe bedenimi sattım göçebe hayatımda
Taşlandım , dövüldüm,iteklendim
Kimse bakmıyorken yüzüme tükürenlerin koynuna girdim
Bir günüm dahi olmadı şu dünyada şevkati gördüğüm
Sırf ekmeğimi bedenimden çıkardığım için

Genç kızlığım inek lakabı ile geçti
Hayatım ders kitapları ve sınavlardan ibaretti
Stajyerlikle adımımı attım iş hayatına
Alt kademe , orta kademe derken
Yükseldim , erkekler dünyasında yönetici oldum
Cadaloz dediler , torpilli dediler ,
Erkekler kendilerinden başarılı kadın sevmezler dediler
Bir seneyi bile bulmadı gönül ilişkilerim
Sırf onlardan iyi olduğum için

Iki kaşının ortasından vurdum amcaoğlunu
Başim dik, ellerim önden kelepçeli
Anlattım hakim amcaya belki dinler hikayemi
17 yaşında vereceklerdi beni kuma
8 çocuklu bir toprak ağasına
Gönlüm başkasında topladım bohçamı
Aile heyetinde imzaladilar ölüm fermanımı
Dedim ben vurmasaydım o vuracaktı
Bugün bu parmaklıklar ardında gökyüzüne hasret
Birinci derece cinayetten 15 sene çekilecek
Sırf sevdiğim için

Gözlerimi bu çıplak beyaz hastane odasında açtım
Silikonlarımda taşıdığım kokainin paketi delinmiş
Tam pasaport kontrolde kendimden geçmişim
Ben Olga , Rusya – İstanbul hattının emektar kuryesi
Birazdan gelecek polislere ifade vermek durumundayım
Anlatsam bir dert anlatmasam bir dert
Sırf parasız olduğum için

Ben onun ne sefil görüntüsüne
Ne saçı sakalı birbirine karışmış yüzüne aşık oldum
Ben onun sevgi dolu gözlerine
Kocaman kalbine aşık oldum
Dediler ki ona sen tanrının oğlusun
Ne işin var böyle bir kadınla
Kurban gitti aşığım pis politik oyunlara
Bana da fahişe lakabı taktılar karalamak adına
Sırf beni çok sevdiği için

17 yaşında girdim yarışmaya
Şampuan güzeli oldum 20 kız arasından
Çekti cipi altıma , serdi gülleri ayaklarıma
Ne anlarım , taşradan gelmişim ,
Buldum kendimi evli bir kalantorun villasinda
Ailem red etti , ailesi beddular okudu,lanetler etti
Sonunda dönüştüm evimin sessiz mahkumuna
Sırf güzel olduğum için


Kendimi bildiğimde olmuştum zaten
Birdik biz ictiğimiz su ayrı gitmedi
Duydum bir yerlerde hikaye yazılmış adımıza
Sözde yılan kandırmış beni girmişim kocamın kanına
Yedirmişim elmayı kovdurmuşum cenetten insani
Lanetler yağmış üstümüze küstürmüsüm tanrıyı
Senelerce yakıldım , taşlandım , ikinci sınıfa mahkum edildim
Ezildim ,aşağılandım , susturuldum,dövüldüm
Sırf kadın olduğum için

Yeri geldi aile adim icin yaşadım
Yeri geldi toplum için
Din kuralları , ahlak kuralları
Etik değerler , statüler
Toplumsal bilinç,kültürel miras derken
Herkesle bir konuştum , herkesle bir inandim
İsmim çıkmadı hiç ağzımdan
Kulaklarım sesimden duymadı hiç adımı
Bakmadım asla aynadaki aksime
Gözlerim görmedi hiç kim olduğumu
Sırf ben hiç var olmadığım için.

26 Haziran 2009 Cuma

ÜLKEYI BEN KURTARIYORUM. NOKTA.

Baktım bu iş bir şekilde yürümüyor,dedim iş başa düştü.
Hemen bir gelişim projesi hazırladım.
Maddeler halinde hazırladım.
Çok da kolaymış aslında.

1. Tarım zengini ülkemizin değerini anlamaya baslayıp , organik gıda işine giriyoruz.
Sacma sapan gıda ithalati yapmak yerine bizim leziz 4 mevsime uygun meyve ve sebzelerimizi uygun fiyata alıp yemeye basliyoruz. Sağlıklı beslenmeye de başladığımız için haliyle daha az hastalanıyoruz , saglik giderleri de azalıyor.
Hormonu hayatımızdan çıkarıyoruz.

2. Mmmmhh. O ladar lezzetli ki bizim tarım ürünlerimiz , bize konan bütün ambargolar kalkıyor , ihracat zengini oluyoruz. Tekstili Çin'e kaptırdık bir kere.

3. Beyin göçünü durduruyoruz , daha evvel gönderdiklerimizi geri alıyoruz , paraya kıyıp Ortadoğu ve Avrupanın en büyük Technoloji ve Bilişim Üniversitesini açıyoruz. Gerekli tüm technolojiyi kendimiz sağlayığ bor madenlerini kullanmaya başlıyoruz.
Yuppiii

4. Doğa harikası yerleri yabancı kuruluşlara satmayı bırakıp küçük yerli işletmelere kiralıyoruz , ve daha cok turist çekiyoruz.Içine yeterince edildi zaten.
Çocuklarım Pamukkale'yi göremiyecek, içim yanıyor.

5. Polise , memura , öğretmene ve doktora zam yapiyoruz İki katına çıkaralım derim ben maaşları.Yeter 3 kuruşa süründükleri.

6. Sex suçlularının bizim ödediğimiz vergilerle hapisanelerde yiyip içip tatil yaptikları de yeter. Ayaklarında prangalarla Anadolunun en ücra köşelerine gidip taş kırıp yol mol yapsınlar.

7. Daha çok okul açılsın , daha çok üniversite açılsın, özelini yapmayı biz de biliriz , devletin yapmasını istiyoruz.

Şimdi aslında liste daha uzun ama kaba taslağı bu şekilde.
Bir önemli konu daha var tabi ki.

Milli Gelir Hasıla aylık raporlarla Cuma günleri saat 8 de her kanalın ana haber bülteninde açıklansın.Bununlan beraber harcamaları da görelim. Gelirlerin ne kadarı maaşlara gitti , ne kadarı harcamalara , ne kadarı borçlara. Iş veren biz değil miyiz? Valla unutmuşuz senelerdir.
Hem maaşları biz verelim hem de kuzu gibi güdülelim.
İyi valla.

Gördüğünüz gibi memleketi kurtarmak kolay , şimdi bir tek geriye kalan 70 milyon insanla konuşup onları da bu yukarıdaki maddelerin uygulanmasını istemeleri için ikna etmem gerekiyor.

-Sevsinler büyümüş de politikaya karışıyor şimdi.
-Kes sesini , blog benim blogum ne istersem yazarım.
-Ne istersen yaz kızım , bana mi gülecekler , sana gülecekler.
-Gülerlerse gülsünler , senin gibi frozen mojito içip moda dergisi okuyarak mı kurtulacak memleket.
-Yok tabi senin ki gibi zihni sinir fikirler üretilerek kurtulacak.Bizim ki kendini Halide Edip Adıvar sandı hee, hem yazıyor, hem memleket aşkıyla yanıyor.
-Zihni sinir mihni sinir , fikir fikri açar , sen dergini okumaya devam et , bak orta sayfada asla sığamıyacağın bir elbise var bilmem kaç bin dolara , otur onu aldığını hayal et!
-Ayıp oluyor ama haa , sen de bana son zamanlarda çok şişko demeye başladın.Millet obez sanacak beni.
- Sen de azıcık destek ol bana , burada ciddi ciddi bir şeylerin bizim için önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
-Uyy kıyamam. Yaz aşkım yaz , bakma bana.Ben genelde başkaları ne düşünecek benim hakkımda korkusuyla hareket ederim.Canın ülkeyi mi kurtarmak istedi.Kurtar anasını satayım.

24 Haziran 2009 Çarşamba

Iki çift laf




Geçen gün dedim bir görüşelim, bir kendimi tanıtayım hal hatır sorayım, sorduğuma soracağıma pişman etti. Ukala, küçük dünyaları ben yarattım diyen bir tavrı vardı.
-Merhaba
-Selamlar,
-Ben Sevim
-Biliyorum canım, sen de benim kim olduğumu biliyorsundur herhalde
-Biliyor muyum acaba
-Biliyorsun. Biliyorsun da bazen tanımamazlıktan geliyorsun çok kırılıyorum
-Yaa aslında tanımamazlık değil de ne bilim….
-Hadi oradan! Merhaba demeden geçip gittiğin günleri saysam sana
-Ama..
-Sus konuşma!
-EEEEEEE sen de sanki ak sütten çıkma kaşık mısın?
-Pardon?
-Yaa anlamamazlığa gel tabi!Neredesin pardon sana ihtiyacım olduğun zamanlarda?Koy sen kuralları uymamı bekle sonra, sana en ihtiyacım olan anlarda sesin soluğun çıkmasın.Sadece ben mi?Herkese aynını yapıyormuşsun
-Ne alakası var?
-Soruyla zaman mı kazanmaya çalışıyorsun, çok ciddiyim madem o kadar üstünsün ve büyüksün ve her şeyi sen bilirsin sen kontrol edersin niye yardımını istediğimiz zaman ‘aradığınız kişiye ulaşılamıyor cep telefonu kapalı veya kapsama alanı dışındadır’ vari bir ulaşılmazlık durumun var?
-Kızım sen iyi misin ne saçmalıyorsun ne araması ne kapsama alanı her şeyden öte ne kuralı?
-Ne kuralları olacak senin kuralların bilmiyor musun hayatımızın her anında uymamız gereken kuralları..
-Kim demiş ?
-Herkes!
-O zaman sen beni değil, ben hariç herkesi dinliyorsun
-Sen hiçbir zaman konuşmuyorsun benimlen.Ne yapayım seni daha iyi tanıdığını düşünen insanları dinliyorum mecburen
-Haa şu aynı zamanda beni her şeyin üstünde gören insanlar aynı zamanda dediğin sanırsam
-Değil misin ki?
-Birincisi hiçbir zaman öyle bir iddiam olmadı, ikincisi sen de hiçbir zaman susmuyorsun ki beni duyasın
-Nasıl yani sen benimlen konuşmaya çalışıyor da ben mi duymuyorum?

-Tabi ki konuşuyorum! Diğer herkesle de konuşuyorum ama genelde beni dinlemek yerine benim adıma karar alan kendini otorite sanan bazı kişileri dinlemeyi tercih ediyorlar. Ben seninlen hâlbuki hep konuştum, ilk sigaranı yaktığın zaman yakalanacağını ve başının belaya gireceğini de söyledim.O hani kırık not getirip de ailenin karşısına çıkmaktansa karneni değiştirdiğin gün yapma sevim demekten dilimde tüy bitti.Hele o çocuklan, sen bilirsin kim olduğunu sonunun hayırlı olmayacağını söylemedim mi sana?

-E hadi bunları söyledin ve ben seni dinlemedim hayatımda benim dışımda gelişip de bana zararı dokunan olaylarda gelip bir yardım eli uzattın mı?
-Haaa şu olaylar. Hatırlıyorum, hatta benimlen küsmüştün aptal kız! Sana senin elinde olmayan şeyleri yaşasan bile zamana bırak hepsi geçecek demedim mi? Bak bugün kaldı mı hiç birinden eser?
-Yok ya nerede kalmadı? Hepsi iz bıraktı
-Anam sen geçmişe bu kadar bağlı yaşıyorsan benim ne suçum var?
-Senin böyle konuşman biraz prosedür dışı kalmıyor mu?
-Yesinler! Sen kamyoncu ağzıyla sağda solda dolaşırken iyiydi di mi? O kadar dedim sana biraz daha kız gibi ol ama hiç! Sonra tuttun elin adamı sana hatırlatınca dank etti..
-Demek ki yeteri kadar etkili değilmişsin sen de becerememişsin kabul et
-Sen sabaha kadar konuş deli kız size en iyi ilacı verdim, zamanı, yaralarını iyileştirebilecek her türlü imkanı da sağladım, akıl verdim akıl en önemlisi. Kullanma kılavuzu lazım illa ki değil mi köle zihniyetli insanlar sizi. Şaşkınlar sürüsü..Sinirlendim bak gene ama yoook sen iyi ve doğruyu git hep başkalarının onayı ile ayırt et, illa yazılı kural olması lazım, illa birinin size parmağını sallaması lazım .
-Tamam yahu sinirlenme
-Bozmayın kafamı benim dağıtırım
-Bilirim dağıtırsın bir tufan yollarsın siler süpürürsün her şeyi
-Ya kim uyduruyor böyle şeyleri, sonra da adamın birine gidicem, gemi inşa et her canlıdan çifter topla tufan sonrası çiftleş yeniden çoğal diyecem değil mi?
- Nasıl yani öyle olmadı mı?
-Haaa öyle oldu tabi ya, yalnız bizim gemicik dinazorlara küçük geldi de. Alamadık o yüzden soyu tükendi yavrucağın. De get!Bana aptal aptal şeylerle gelme. Adam gibi sohbet edeceksen gel.
-Müşteri memnuniyeti diye bir şey duymadın herhalde sen? İki çift laf edicez diye oturduk şuraya dövmekten beter ettin.
-Valla onu bunu bilmem iki saattir burada kendi kendine konuşan ben değilim canım
-………

Resmen dilim tutuldu. Bir havalar, bir adam sendecilikler, ben Sevimsem bir sonraki konuşmamıza hazırlıklı gelicem. Bakalım bir daha böyle lafları ağzıma tıkıyor musun?
Ukala sende.





22 Haziran 2009 Pazartesi

Anlar ,Yaşananlar ve Konuşulamayanlar

Birini sevmek onun ne yaptığını merak etmektir.
Ama her zaman değil.
Bir ara hayatını yaşarken bir anlığına durmak ,
Ve onun o sırada ne yaptığını merak ediyor olmak.
Ve sonra tekrar kaldığın yerden devam etmek.
Bunun başka adları da var,unutamamak karşılıksız aşk dusunecek yeni birisini bulamamak , sapkinlik , kafaya takmak ....
Bir de bunların hic olmadığı anlar var.
Saf sen.
Yalnız olmak var ..
Biriyle olmak var ..
Biriyle olmakken başkasını istemek de var ..
Biriyleyken onu daha çok sevmek var. .
Daha da az sevmek var..
Daha az seviyorsan en kotu ,
Sıkılırsın !
Of sıkılınca da başından atmak istersin ,
Atamazsın da ??
Yapısır !!
O sıkıldığın dönem 1 hafta mı 2 hafta mı ?
En kötü ..
Söylesen aslinda “beni bir kaç gün yalnız bırak" .....
Düşünmeyi birakıyorum , yazmayi da
Çünkü ,
Çalan şarkı beni kandırmaya basladı .
Santana Evil Ways;
Bırak her şeyi sadece dinle su an .
Şarkının ritmini dinle ..
Low Rider’a geçiş yapsın simdi.
Anlatabilsem , birazcık anlasam müzikten ,
Teker teker çıkan ritimlerin sırasıyla hangi enstrumana ait olduğunu bir anlatabilsem ,
İki dakikalığına onu da birak .
Bu kez yanındakiyle iki saniye flirt et madem flirt etme imkanı ayağına kadar gelmiş !
Sonra onu da kendi halinde bırak .
Ve muziğe dön .
İçinde bir seyleri kıpırdatıyor , gıdıklıyor,kelebekler harekete başlıyor.
Bayanlar baylar;
Şu an her ne yapıyorsanız bırakın !
Ve Iphone daki Echelon programını acın.
Gunther Geiger diye biri tarafından programlanmış ;,
Cok hassas bir mikrofonu var kulakligin ucunda
Ve etraftaki en küçük sesleri(nefes alip verisleri de dahil) alıp onları en az 25 kez döndürüyor.
Her eklenen yeni seste eski sesle beraber aynı anda hepsi dönmeye başlıyor.
Kulaklarından cıkardığın anda ,
Dünyaya geri donuyorsun .
Burada Put your lights On baslamis.
Alıyor seni götürüyor.
Karşımda aşık bir adam oturuyor.
Karşısında eğlenen arkadaşlarını seyredip gülmeye çalışıyor
Yalnız hissediyor ama kendini
Yalnız yalnız yalnız yalnız
Hissettiklerini söylemek istediği kadın karşısında yok.
Uzülme küçük dev adam
Geçici hisler bunlar , hiç bir zaman sonsuza dek sürmez ,
Sürdüğü sürece de bırak aksin
Belki içinden bir seyleri çıkarır beraberinde senin de daha evvel farkedemediğin.
Veee arkadaşı artık dikkatini çekti.
O kadar eğlendi ki kulağında Iphone ile
O da ne yaptığını merak etti
Ve ben de merak ediyorum ne yapıyorlar.
Soruyorum
Çok komikler
Souper Troper dinleyip kulaklarında küçük kızlar gibi dans ediyorlar.
Eşek kadar adamlar
Ben de dans etmeliyim
Görüşürüz….

19 Haziran 2009 Cuma

Ehliyetsizlik mi? Hiç bulaşmamak mı?

Şimdi bir kadın olarak aşağıda yazdıklarıma ben bile inanamıyorum ama yazmam gerekiyor.
Konuya direct giriyorum , kendi içinde daha sonra tartışırım.
Neyse işin aslı , yolda ne zaman trafiği tikayan biri görsek hep şunu duyarız “ kesin kadındır “. Acı olanı , gerçekten de kadın çıkıyor.
Artık ben de demeye başladım.
Orada bir parazit mi var.
Haaa kesin kadındır.
Bir bakıyorum kesin kadın.
O sırada ben de taksideyim , bir de şöför amcaya böbürlene böbürlene söylüyorum.
O da gülüyor , ben bayanım ya , bir cinsiyetdaşıma nasıl böyle acımasız olabiliyorum , görünümde modern.Nasıl feminist ayaklarına yatmıyorum.
O da diyor valla siz de söylediniz ya oh be diyor , kadınların çoğu araba kullanmayı bilmiyor diyor.
Sonra ikimiz de ekliyoruz , tabi ki istisnalar kaydayi bozmaz.
Ben de üste çıkmak için diyorum ki , benim en iyi olduğum yer yolcu koltuğu.
ben araba kullanmam , oyle bir gen yok bende.
Ehliyet almaya bile zahmet etmedim.
Bir kaç kez araba kullandım tabi , ama yok. Bana göre değil , ben o arabaya geçersem Istanbul trafiğinin yarisi arkamdan “Kesin kadındır “diyecek.
Adam da onaylıyor beni , keşke herkes sizin gibi düşünse.
Tabi onaylayacak , resmen onaylasın diye konuşmuşum.
Ehliyetsizliğime destek verecek birini daha toparlamışım.
Senelerdir erteliyorum , nasılsa kullanmayacağım , ne gerek var diye.
Ama zararı da olmaz değil mi?
Ya acil bir durum cikarsa , ya arabayi kullanan arkadaşın o akşam şansa cok içmişse ve senin kullanman gerekiyorsa?
Ya arabayı bir yere park edip gittiğinde sen içindeyken arabayı çekmen gereken bir durum olusursa?
Ayıp Sevim ayıp.
Bir de ayıbını örtmek icin nasılsa kadınlar kötü kullanıyor diyorsun ya.
Daha da ayıp
Hiç yakıştıramadım benim gibi bir modern zaman feministine.
Ama geç olsun güç olmasın.
30 olmadan evvel yapılacaklar listesine bu da ekleniyor.
Ehliyet almak….

Samiye Cahid Morkaya: Turkiye'nin ilk kadin rallicisi.
Ilk yarışması 1930 yılındaydı , ve ilk 1932 yılındaki karma yarışmasında bir çok erkeği geçerek birinci olmuştu.
1972 yılında vefat etti , ve son günlerine kadar araba kullanmaya devam etmiş.
Güzel araba kullanan bayan arkadaşlarima sevgilerimle...

16 Haziran 2009 Salı

DENIZIN DIBI MI UZAYIN DERINLIKLERI MI

Bu haftasonu Cesme’ye kactim. Sadece 1 gece kaldik.Araba yolculugu , deniz,kum,gunes biraz da alkol derken Cumartesi aksami kendimi otel odasina belgesel seyrederken buldum.
Aslinda durust olmak lazim , benim cikmaya enerjim vardi ama geri kalan 3 arkadasim yorgunluktan bayginlik gecirecekti.
Yani sizin anlayacaginiz Cesme'ye gidip kaldigi sadece bir gecede de tek basina belgesel seyreden ilk insan oldum.
Ama cok da sikayet edemem.
Cunku seyrettegim belgeselin konusu derin deniz yaratiklariydi.
Inanilmaz bir olay.
Dunyada bir yerlerde yasayan, hayatim boyunca hic gormedigim canli turlerini bir arada gosteren bir belgeseldi.
Denizin derinliklerinde uzaydan evvel kesfedilmeyi bekleyen seyler var.
Su ana kadar kesfedilenlerden buyuleyici olanlari sizinle paylasmak istiyorum.
Umarim abarttigim kadar etkileyicidir.
Cunku bugune kadar bilimkurgu filmlerinde gecen uzaylilardan , yaratiklardan cok daha etkileyici.
Ilk yaratigimiz ile baslayalim.
1.
Derin denizlerde isik problemi oldugundan bazi canlilarin isiklari kendi pigmentlerinde gizlidir.
Bir disco topunu andirmiyor mu ?






2/
Simdi gordugunuz oldukca cirkin balik ejderbaliklari familyasindan.
Hairy angler diye geciyor , yani killi bir sey. O kil diye gorduklerimiz aslinda anteni , kendisi yarim metre uzunlugunda olup antenleri sayesinde etrafindan gecen zavalli yemleri farkedip mideye goturuyor.

Yuzerken karsimiza cikmasini istemeyeceginiz bir turden.

Dusunsenize benim boyum 1.58 , bu hayvan neredeyse benim kadar.




3\
Iste derin deniz olta baligi karisinizda karanliklari aydinlatiyor.
Kafasindaki anten , ucundaki de ampulu.
Biz dunyanin vergilerini odiyelim elektrik icin ,bunlar kafalarinda hazir gezsin.
BIR FIKRIM GELDI gibi gezmiyor mu ?


Isigin kaynaginida acikliyayim , o top gibi organdaki bakteriler sagliyormus.
Sinekler nasil isiga ucar , bazi sazanlarda bu isiga atliyormus , dolayisiyla bu minis sevimli seyinde agzina.

4\ simdi biraz daha kucuk bir mucizeye tanik oluyoruz.
Bu kucuk kirmizi sevimli karides , gozumun onunde ( televizyonda) kendisine saldiracak baligin onunde daireler cizerek isik demetleri yapip avci baligi o yone cekip gozlerini kamastirip, kendisi vinlayip kacmaktadir.
KOS KUCUK KARIDES KOSSS.
Kucuk kurnaz karides ayni zamanda kendi avcisina talip olacak avcilarada yerini haber veriyor.




4\ Jumbo diye kulaklari ile ucan fil vardi bildiniz mi.
Bu da onun ahtapot versiyorunu. DUMBO....
Gercekten kulaklarini kullaniyor suyun derinliklerinde ilerlemek icin. Cok sevimli degil mi? Anladigim kadari ile pek bir numaralari yok.



Evet sayin okuyucular , bir programimizin sonuna daha geldik.
Sizinle pek yakinda tekrar gorusmek dilegiyle.
Esenle kalin.
Balik yiyin. Yedirin.













9 Haziran 2009 Salı

EVRIM TEORISI

Bir masal var.
Evren dunya ve canlilarin olusumu:
Evrenin yasi yaklasik 15 milyar deniliyor.
Gercekten ama gercekten bunu nereden biliyoruz , cok merak ediyorum.
Evren saf enerjiden olusan kucuk yogun bir kutleden meydana gelmis
Sonra madde olusmus
Bu nokta buyumus , bu olaya big bang yani buyuk patlama denilmistir.
Big bang gercek bir patlama degilmis aslinda daha cok hizla sisen enerji ve uzaydan olusan bir balona benzetilebilirmis.
En cok Kabul goren teoriymis
En cok kabul goren mi?
O zaman bilim adamlari bu adem babayla Havva anayi niye bu kadar disladilar? O da bir olasilik , degil mi?
Once tek hucreliler olusmus.
Daha sonra cok hucreliler meydana gelmis. Yaklasik 1.7 milyar once ciktigi tahmin ediliyor.
Cambrien denen zamanda ise karmasik hucreli canlilarin cesitliliginde artis gorulmus.
Omurgalilar da dahil , bunun da nedeni aciklanamiyormus.
Dinazorlar 230 milyon yil onceymis
Tum kitalar bir aradaymis , daha sonra kitalarin ayrilmasiyla cevresel cesitlilik ortaya cikmis.
Donemin sonunda dunyaya dusen bir meteor yuzunden iklimsel degismeden dinazorlar yok olmus.
Dinazorlardan sonra memeliler de artmis.
Primatlar en cok insana en cok benzeyen ilk cikan memelilerdenmis.



Yaklasik 55 milyon yil once ortaya cikmislar.
Daha sonra bulunan fosillere gore bu primatlar git gide daha insan formunu almislar.
Ayakta durmaya baslamislar , ve elleri serbest kalmis.
Daha uzagi gormeye baslamislar , ve beyinleri de buyumeye baslamis.
Simdi gelelim gunumuze.
Aradan 55 milyon yil gecti , ve insanoglunun gelisimi; binalar cikti , arabalar , ucaklar yapildi , cep telefonu yapildi , uzaya gidildi , dunyanin bir ucundan diger ucuna iletisim saglandi , daha az yuruyerek ve efor sarf ederek daha kisa zamanda daha cok is yapmayi ogrendi. Oturdugu yerden.

Guzel mi?
Evet guzel?

Peki baska neler yapti? Kaynaklari tuketmeye gitti. Dunyanin bir kosesi acliktan kivrinirken diger kosesi sagolsun kaynak tuketiminden 200 kiloya ulasti.
Gruplasti , dinlesti , yeri geldi tarikatlasti , tarihteki ilk olaylara bir kardesin digerini oldurmesini yazarak , kardes kardesi oldurebilir ideolojisini yerlestirdi.
Cevreyi kirletti , ozonu deldi , denizi kirletti , bazi turleri yok olmaya mahkum etti.
Dinlere , dillere , irklara , renklere bolundu , bazi gruplar tamamen tarihten silindi , digerleri git gide buyudu , bir de eline guc asasini aldi.

Bence su ana kadar cikan butun teorileri yalan. Masal. Hikaye.

Biz bence o filmlerde seyrettigimiz dunyayi istila etmeye gelen uzaylilardan baska bir sey degiliz. Uzay gemimiz bozuldu , dunyaya dustu , arada dinazorlari yok ettik. Kitalari bolduk. Sonra bi baktik , burasi guzelmis, takilinir.
Yerlestik , keyfi biraz piramit yaptik , bir kac eski gezegenimize ait kulturel yapilari tasidik.
Cekirgeler gibi uredik , tukettik , ve bir kac yuzyila baska bir gezegene gidip oraya da yayilicagiz buradaki kaynaklar sifirlaninca.
Tabi ortama uyum saglayana kadar , neyin ne oldugunu anlayana kadar gene bir tarih yazilacak , gene kim oldugumuzu bilmeyecegiz, Gene bir suru masallar anlatilacak , yok Nuhun gemisi , yok big bang.
Masallari dinleyip gene uyumaya gidecegiz.

Yanlis sorularla yanlis cevaplara yonledirilip asil olayi kaciriyoruz.


Bu da benim teorim.
Aksi ispatlanana kadar dogrudur.

SEVIMCAHI TEORISI…..

5 Haziran 2009 Cuma

ETEGINE SAHIP CIKMAK


Sevgili bayanlar,
Biliyorsunuz yaz geliyor , haliyle hepimiz dolabimizdaki cicekli bocekli desenli tiril tiril elbiseleri ve etekleri cikariyoruz.
Corap giymeden bacaklarimizi ve ayaklarimizi ozgurce salip; isimize , gezmelere gidiyoruz.
Ama keyfimizi kaciran seyler olmuyor da degil.
Ornek vermek gerekirse , ben akatlarda calisiyorum , ve gecen sene sigara molasi icin bahceye indim. Malumunuz artik kapali mekanlarda sigara icmek yasak. ( bu arada sigara sagliga zararlidir ) Bir is arkadasimla sohpet ederkene ( zatali erkek olur) aniden cikan bir ruzgar fosforlu sari donumu kendisiyle karsi karsiya birakmak durumuna getirecekken ellerimle bacaklarimin onunde etegimi bitistirdim.
Haliyle noldu ; arkam ana caddeye donuk oldugundan sari tangali popom Akatlar halki ile yakindan tanismis oldu.
Simdi yuzumu gormedikleri icin bir problem yok , ama bunun bir de yuzumuzun gozuktugu durumlar da olmuyor degil.
O yuzden bazi onlemler almaliyiz.
Oncelikle yazin 40 derecesinde bile ruzgar cikan yerleri tespit etmeliyiz , ki benim su ana kadar tespit ettigim bolgeler
1 . Akatlar
2. Esentepe
3. Kanyon
„Bu liste eminim daha da uzundur o yuzden sizlerden de kadin dayanismasi icin bu bolgelerin adlarini bekliyorum“
Simdi gelelim ikinci Step’e.
Buralara gidecez diye etek giyme zevkimizden mahrum mu olacagiz? HAAAYIR.

O zaman ne yapacagiz , donumuzu ona gore sececegiz. Bayanlarin rahatligi icin cok guzel , gayet feminen don sortlar icat edildi biliyorsunuz(kesin japonlar icat etmistir) , dantel ve tanga gibi donlar giyip kendimizi en ince detayimiza kadar afise etmektense en azindan sadece donu gozukmus Ayten olalim.
Ikinci bir opsiyonsa omuzdan capraz takilan uzun bir canta secip etegimizin bir tarafina agirlik verecegiz , boylelikle kontrol etmemiz gereken acilar daha da azalacak.
Son olarak yapabilecegimiz sey ise , eger eteklerimizde cok desen yok ise , evde sagda solda buldugumuz broslari takistirip ruzgarin etegimizi kaldirmasina engel olabiliriz.
Biraz abzurd bir goruntu olabilir , ama uygun bir etek ve uygun broslarla yeni bir akim baslatabiliriz.
Ben sahsen bu fikrimin Zihni Sinir Fikirler tarafindan odullendirilmesini beklerim.
Ilk defa Japonlardan evvel bir fikir urettim.
Sevgili hanimlar , size bol etekli ve elbiseli iyi bir yazlar dileyip , eteginize sahip cikmanizi bilgilendiririm.

For Your Info
Best Regards
Sevim

4 Haziran 2009 Perşembe

HAPPY BIRTHDAY

Bugun 29 oluyorum , ve hayatimla ilgili ufak bir muhasebe yapmak istedim. Yeni yas yeni kararlar yeni hedefler olmali ya. Sonra icimden bir ses ; bosversene alacak da verecek de cok birikmis , hesap kitapla altindan kalkamazsin dedi.
Ve eski dogumgunlerimi nasil gecirdigimi hatirlamaya basladim, haliyle cocukluguma kadar indim.
Sonra cocuk olmanin nasil bir sey oldugunu hatirlamaya basladim.
Ve hatirladiklarimi bir liste yapmaya karar verdim.
1.Cocukken asla gecmisimizi tasimayiz , dunyada bulundugumuz gun sayisiylada alakali gerci biliyorum ama sirtimizda gecmisin yukleri , travmalari , agirligi yoktur.
Cocukken gelecek kaygisi da yoktur , tunel diye bir kavramimizda yoktur , ( hani hep deriz ya tunelin sonunda isik var yok )
2.Herkesle arkadas olabiliriz , niye bizi yabancilarla sakin konusma diye uyarirlardi , cunku herkesle ama herkesle konusulabilir.Eger bir kisi hosumuza gitmiyorsa ,acik acik onunlan gorusmek istemedigimizi ve neden istemedigimizi soyleriz. Tipini sevmediysek , oyuncaklarini sevmediysek , sacini sevmediysek direct soyleriz , durust oluruz , politika bilmeyiz. Derler ya cocuklar acimasizdir , cocuktan al haberi.
3.Dedikodu yapmayiz , biri sinirimize dokunursa once gidip bir guzel sacini cekeriz ,tekme bile atariz, misketlerini firlatiriz , sonra kuseriz,oyunlarimiza almayiz. Herhangi bir planlama oyun veya duzmece olmadan araya insanlar sokulmadan bir gun bir bakmisiz gene barismisiz ve oyun oynuyoruz.
4.Prada , Louis Vuitton , Gucci hayatimizda yoktur , kuafor , agda , manikur pedikur de yoktur.
5.Yasadigimiz o ani dusunuruz ,ornegin bir agac ciziyorsak o sirada kafamizda kredi kartlari , ay sonu , tel faturasi , aramayan sevgili , hesap soran bir mudur yoktur , agac ciziyorsak bizim icin en onemli sey o sirada birazdan elimize alacagimiz yesilin tonudur , cunku yapraklari boyamaya basliyacaz.
Demek ki neymis , biz belki su an bir cocuktan daha bilgili daha tecrubeliyiz , hatta daha sosyaliz , hatta cocuklugumuzdan daha iyi gozukuyoruz , ama o kadar cool degiliz.
Bilge bir dostum demisti ki 13-15 yas arasi ilk ergenligimizi , 27-29 yas arasi ikinci ergenligimizi gecirirmisiz.
Ben demek ki boyle bir donemden geciyorum , ve ergenlik zamanlari insanlar cekilmez , kafa karistirici , sinirli olup , abzurd seyler yapabilir. Tabi ki bunlari yaparken yasin getirdigi tecrube ile kendimizi daha fazla sorgulayarak yapariz , ben kimim , nereye gidiyorum , neler oluyor , bu tunel nereye kadar gidiyor gibi.
Ama ben cok sansliyim cunku cocuk Sevim sagolsun bugunlere bir cok arkadas getirdi yaninda.
Bugun ben 29 oluyorum.. ve hayatimda tesekkur etmem gereken bir cok sey oldugunu fark ediyorum.
Oncelikle bu dunyada bulunmami saglayan anneme – babama
Son 5 senedir saclarini yolmayi istemekten cok yanimda durmasindan keyif aldigim minik bitime ,
Bu blogu acmami soyleyen arkadasima , ( ayni zamanda evlilik yildonumuz kutlu olsun degerlim) , gectigimiz Cuma bana ne kadar degerli oldugumu tekrar tekrar hatirlatmayi kendine gorev edinen hayatimin onemli kadinina , SISLEY’e , kiz arkadaslarima , ESIN10 ‘a , eski asklarima , gelecek asklarima , hedeflerimi sorgulatan yol gostericime , kustuklerime , sevdiklerime ,tanidiklarima , tanistiklarima , tanisacaklarima, etrafimdaki herkese tesekkurler.
Bugun 29 oluyorum ve hala varsiniz , bu bugune kadar aldigim en guzel hediye.
En cok da sana tesekkur ediyorum..

3 Haziran 2009 Çarşamba

SINEMAYI SEVIYORUM

Hani filmlerde bazi sahneler vardir , kendimizi o sahnenin icinde hayal ederiz ( cogul taki kullaniyorum cunku tek basima olmadigimi umit ediyorum)
“ yagmurun altinda opusmek” , son dakka da havaalaninda asik oldugun kisiyi ucaga binerken yakalamak\yakalanmak , arkanda bir bina havaya ucarken havali bir sekilde arkana bakmadan yurumek , hem de kolsuz bir bluzla , daha da guzeli belli ki spor yapiyorsun kaslarin parliyor , mumkunse elinde de makineli bir tufek … Linda Hamilton’un Terminatordeki hali gibi.

Ne yalan soylim Charlie’nin Melegi olsaydim gercekten cok havali olurdu , veya bir gun Trinity gibi havada tekmeler atmaya baslasam.
Mutant olsam X-MEN deki gibi , veya soyle en yikilanindan Vampirella olsam kendimi iyilige adamis , sadece kotulerin kanini emsem.dapdar siyah dekolteli deri bir tulumun icinde salinsam , kilo vermeme bile gerek yok , technoloji 36 bedene indirir beni.

Ben olmasam bile sevgilim olsun , orumcek adam olsun , superman olsun , batman olsun , dunyayi yonetmeye calisan kotulerin kahramanimizi zayif noktasindan vurmak icin beni yani biricik askini ele gecirmesi uzerine gelip beni kurtarsin , son sahnesinde amerikan espirisini de yapip yapip opulesi dudaklarima yapissin.

Sinemayi seviyorum , en ucuk hayallerimi , kafamda ki en uc en abzurd senaryolarin dunya ile baglantisi , beni ariza yapmaktan cikariyor, yalniz degilsin , hatta biraz yavassin biz senden evvel dusunduk para bile kazanmaya basladik bu isten diyor.

Gunluk problemleri, gecmisle hesaplarimizi , gelecek korkularimizi , beynimizde pinpon topu gibi bir kosesinden obur kosesine ziplayan dusuncelerimizi , icimizden konusan endiseli benligimizin sesini kesmeyi basaran sihirli dunya.

Bu yaziyi bir kac gun evvel yazdim aslinda , simdi burada oturmus tekrar okurken sunu itiraf etmekten gecemiyecem , madem burasi durust oldugum bir platform: cocuklugumdan beri oscar almanin hayallerini kurarim !!!! Red carpetda yurudugumu hayal edip , oscari alip “ I wanna thank to the academy , oh my god did I forget anybody “ diye bir konusma da yaparim , “ icimden , henuz aynaya bakarak elimde fircayi oscar odulu gibi tutma asamasina gelmedim , allahtan!!!”
Genis zaman kullaniyorum cunku eskisi kadar olmasa da Grammyleri falan seyrederken gene gaza geliyorum.
Burada ucabilirim degil mi , o zaman bir sonraki yazimda ben bir yildizim , var mi kardesim , hem de cok unlu bir yildiz , son filmimden milyarlarca dolar kazanmis , sarkici , oyuncu , besteci , yazar , yorumcu ……
Ve benimlen yapilan bir roportaja yer verecegim siz sevgili hayranlarima .
Iyi seyiler.

2 Haziran 2009 Salı

KADININ AYAGINA KIRMIZI OJE SURME HAKKI










Bu yaziyi niye mi yazmaya karar verdim.
Bunu bir cok kadin yasamistir.
Kucukken annemizin,teyzemizin,halalarimizin,ablalarimizin el ve ayak tirnaklarina bakip ozenmisizdir.Evde yalniz kaldigimiz ilk anda yaptigimiz seyler makyaj esyalarina dadanmak , dolaplarina saldirmak , topuklu ayakkabilari dusup bir tarafimizi kirmak pahasina olsa da giymek veeee oje surmek.
O kirmizi ojenin cazibesi , parlakligi , minicik tirnaklarimiza yakismasa da surmek ve buyuyunce bizim de ellerimizin ve ayaklarimizin oyle gozukecegini hayal etmek.
Veee bumm.
Bir bakmisiz 20 yi devirmisiz , ucu acik ayakkabiyi hala biraz utanarak da olsa giyiyoruz , her yaz basi kriz de gecirsek de. ( herkes simdi ayagima bakiyor eyvah)
Seneler gectikce yazi daha da iple cekmeye basliyoruz , cunku maddi imkanlarimiz arttikca ayakkabi koleksiyonumuz da artiyor.
Ne yalan soylim benim yaz ayakkabilarim kis ayakkabilarima bin basar.
Topu topu 3 ay giyildigi icin de senelerce gider , ve bir bakmisiz dolaplara sigmiyor , rengarenk ,cesit cesit;dolgu topuk , sivri topuk , mantar topuk , parmak arasi , tasli , leopard desenli , kirmizi , mavi , mor….
Ama bazi ayakkabilar var ki evet , bazilari var ki , sadece onlari giyebilmek icin kiyafetini ayakkabina gore secersin , ve bilirsin , o ayakkabiyi ayaginda en guzel gosterecek sey KIRMIZI OJE’dir.
Biliyorsun , genlerinde var bu.
Kirmizi ojeyi ayaklarina surdugun an kendini Afrodit gibi hissetmeye baslarsin , ayaklarin senin icin tanricalarin ayaklari kadar guzel.
Bastigin yer opulmeli.
Ve bu duygularla cikiyorsun disari , sevgilinle , erkek arkadasinla , erkek kankalarinla,kocanla oglunla , ve haddini bilmez kisilik sana bunu soyluyor;
„Iyyyyy , kirmizi oje surmussun , nefret ederim , igrenc“….!!!!!
Senin cevabin ise genelde „……….“ Oluyor.
Nasil yaaa.
Gormuyormusun , ayaklarim yikiliyor , ponza tasi ile yumusatip , pedikurde temizlettim , gormuyormusun nasil kadinim , nasil disiyim , nasil guzelim. Bir sus be adam. Ve sessizlikten sonra gelen cevabimiz hali ile su oluyor “ Sen ne anlarsin”.
Evet sen ne anlarsin , biz bir omur bekledik o kirmizi ojeleri surmek icin haberin var mi? Ucu kirik olur , tirnak uzamis olur , o zaman konus , ama simdi sus.
Ben bir tek seye yoruyorum bunu , KORKUYORLARRRR.
Kesinlikle , kendilerini bir anda yere atip bastigimiz yerleri opmekten korkuyorlar.
O yuzden devam kizlar.
Kesinlikle igrenc degil , kotu degil , asla bu numaralara kanmayin.
Ayaklaraniza kirmizi oje surun. Surun ki surdukce o kucuk kizi mutlu edin.
Hepiniz tanricasiniz , Babilin Asma Bahcelerinde salinacak kadar guzelsiniz kirmizi ojeli ciplak ayaklarinizla.

1 Haziran 2009 Pazartesi

selam

Selam,

Her kim ola ki bu blogu ziyaret etmeye karar vermis , bilemiyorum ne ariyorsunuz , bilemiyorum ne bekliyorsunuz , oncelikle cok extrem bir sey olmadigini belirtmeliyim.
Yaziyorum sadece...
CANIM SIKILDIKCA yaziyorum hem de, kontrolsuz bir sekilde , beynimden parmaklarima dogru giden sinirlere beynim once komutu veriyor , onlarda parmaklarimdan klavyeye klavyeden ekrana , ekrandan da umit ederim ki 3-5 kisiye ulasacak.
Dedigim gibi cok bir sey yok , cumleler genelde devrik olabilir , dil bilgisi , gramer sifir , arada bir ingilizce kelimeler , tamlamalar , sifatlar olabilir , dejenereyim ne de olsa.
Klavye ingilizce ; turkce de ki bir cok harf olmadigindan okurken algida tamamlama yaparsaniz , beni de bir yerlerden sert sessizlerin cogunu ve geri kalan yumusak sessizleri arayip copy paste yapmaktan kurtarirsiniz.
Yargilamayiniz , elestirmeyiniz , begenenler cevap yazabilir , begenmeyenler hic bana yazip vakit kaybi ile ugrasmasin hemen sag ust kose de carpi isareti var ister oradan faydalanir , isterse http://www.komikaze.net/ sitesine girip bir iki karikatur bakabilir.
Bir ise kalkistik bakalim , devami gelecek mi yoksa insanoglunun son donem fast food yasantisindan kaynaklanan bir gazla ilk yazimizi yayinlayip diger hazirda olanlari eklemeye usenip ( bunun diger adi utanmak da olabilir) kuculup silinip yok olabilir.
Vakit ayirdiginiz icin tesekkurler.
Saglicakla Kalin.
Best Regards
Sevim